30 Mart 2014 Pazar

20



Kübra ve Ebrar hemşireye ,çam kokusuna ,Hep içinde gözyaşı olan ambulans seslerine ,telaşla ,endişeyle ne yapacağını bilmeyen insanların, oradan oraya koşuşturmalarına ,yakınlarını kaybedip bilinçli bilinçsiz isyan eden insanlara ,ağır ilaç kokusuna ,haşlanmış tavuğa ,patates püresine ve griye çalmış tavana veda etme zamanı gelmişti .bir elimde değnek ,diğer elim ağabeyimin boynunda seke sekehastaneden çıkmıştık. yalnızlığımın köşkü ,yani evim ,eminim beni dört gözle bekliyordur...

Yaklaşık 20 dakika sonra evimin önündeydik .En son koşarak indiğim merdivenleri güç bela çıktım .O sabahki telaşımı , yaşadığım tarifsiz heyecanı an be an yaşadım.Ailem ve komşularımdan bazıları geçmiş olsuna geldiler bir müddet sonra herkes kendi dünyasına, bende kendi dünyam olan yalnızlığıma çekildim .Ev yeğenlerim tarafından temizlenmiş ,çamaşırlarım her zamanki gibi yıkanmış,ütülenmiş istiflenmişti ..Salonun mezarlığa bakan penceresini açtım hava tertemiz mezarlık yine yemyeşildi.Başımı biraz daha uzattığımda binaların arasından denizin ve Burgaz adanın bir kısmı görünüyordu .Evimizin ilk hali gözümde canlandı tek tük müstakil evlerin olduğu zamanlarda ,çardaktan bakıldığında Yalova'dan Fenerbahçe'ye kadar ayaklarımızın altındaydı .Zamanla binalar yükselmiş manzaramız daralmştı ..Şimdilerde pencereden sarkmadan denizi göremez olduk ..

Sonra değneği tekli koltuğa bırakıp,yalnızlığımın ikinci manzarası olan bembeyaz tavanını izlemek için uzandım ...

1 yorum: