19 Nisan 2014 Cumartesi

Sigara

Sigarayı da karşıma alıp fırça basmayı düşünüyorum " Bak buraya kadarmış, artık beraber olamayız, ağzıma girip o kötü nikotin kokunu bedenime sokamazsın, buna izin vermiyorum artık. Lütfen git yoksa küfür etcem" diyip paketi çöpe de atmak isteyenlerdenim.

15 Nisan 2014 Salı

Göz

Göz sürekli telefondadır ama. Bir mesaj beklersiniz ya da aramasını. Hatta arayacağını düşünüp “ararsa  soğuk konuşucam anlasın değerimi sürünsün pezevenk”.  Bi kaç dakika sonra “ararsa asla açmayacağım, asla asla asla”. Ama için içini kemirir tabi hala beklersin. Ama yoookk aramaz itoğluit. Erkek ya gurur yapar piç. Sonra sen hala beklersin. Gözler yine telefondadır. “ah bi arasa ah bi arasa” diye beklemeye devam edersin.

14 Nisan 2014 Pazartesi

Fark

farkında değil misin?
farkında değil miyim?
farkında değiller mi?
kim senin kadar güzel baktı? ki o insanların gözlerine
aşk
dağlardan inip alnından öptü senin
ben
gözlerinden
ruhundan öptüm senin
mavinden
fikrinden
emeğinden öptüm..

7 Nisan 2014 Pazartesi

Bir Mail

 sana bir adım yaklaşmak!

      sana yaklaşmak hemde küçük adımlarla, belki sana göre bir karınca adımı kadar bir hareket bile değildir ama benim için yüzyıllık bir uğraş gibi. Adım adım yaklaşıor nefesini duyuyorum seni görüyorum ama! anlatamıorum, söyleyemiorum eziyorum seni farkındayım sen değer verdikçe ve usluca bana adım atarken ben hep seni düşürmeye çalışıyorum. Bu güne kadar bana bu biçim sabır gösteren olmadı. Ama farzetki ben göründüğümden öteyim mesela yıldız değilde ateş böceğiyim yaramazım ve bir o kadarda ürkek! farzet bütün sözlerim yaramzlıktan, hoyratlıktan inan kötü amacım yok.


    Sen çok iyisin belki ademden beri çeliğine bu kudar saf su dökülmemiş birisin! belkide adam! sadece masumca bir tebessümsün.BAK burda tam burda dudakların gülümsüyor olacak:) şımarma;) Hiç bir yazı iyiliğin yada cömertliğin tarifini yapamaz çünkü bu denli bişeyin sözsel bir tarifi yoktur hissel tarifi ise sadece hissedilir. yani göğüs kafesinde büyür öyle bişey!

   sana bu ilk mailimdi hemde 1 yıllık bir müddetten sonra, ehehe iyiki tanışmışız ve iyiki varsın umarım hep mutlu kalırsın ve için hep bu denli sabırlı ama bir o kadar sevecen kalır. sana yaklaşınca ne duydum biliyormusun?

    hey, biz bir yolda yürüyoruzzz ama hepimizin yolun sonunda ulaşmak istediği amaç farklı
    bana öyle bakma çünkü kendinide bende göreceksin farkımız yok bir nehrin  iki ayrı kıvrımıyız
    ve bir destek bulana kadar hep arayışlardayız.

2 Nisan 2014 Çarşamba

24



Harem balıkçılar barınağının önünden ağır adımlarla yürüyor, hava aydınlığını yavaş yavaş kaybediyordu .Sevgilisi kolunda yürüyenler ,çekirdek çitletenler ,yürüyüşe çıkanlar ,Sahildeki büfelerin sedirlerinde oturup kız kulesini ve martıları izlerken çay içen, kumpirlerini yiyenler,dış dünyaya kendilerini kapatmış ,elindeki kitabın sayfalarında dolaşanlar ,resim çektirenler ,işportacılar,seyyar fotoğrafçılar ,kız kulesine gitmek için sandal bekleyen turistlerle hınca hınç doluydu Üsküdar .Her zaman sevdiğim vazgeçemediğim bir mekan olarak gözümü ve gönlümü doyuruyordu..İnsanlardan kaçtığım ,kendimi aradığım zamanlar ,arabamın içinde çay içip , Türk sanat müziği dinlerken uyuduğum anlar geldi aklıma..

Kız kulesinin karşısındaki banklara yaklaşmış, merakla banklarda oturan insanlara bakıyordum ,nasıl biriydi ,saçları ne renkti ,üzerine ne giymişti ?,diğer sorular gibi hep merak konusuydu .Bu heyecanı her buluşmamızda hissettiğim ilk aşkımda bulurdum ve bir daha yaşamam sanıyordum .Yine büyük konuşmuşum.
Az ilerimdeki bankta ,iki yaşlı çift oturmuş birbiriyle sohbet ediyor,bir diğerinde bebek arabalı bir kadın çocuğuyla ilgileniyordu .Sonra onu gördüm ,ez azından o olduğunu tahmin ettim. ,Teni beyazdı,kızıl uzun saçları omuzlarında ,başını öne eğmiş, hakimin vereceği cezayı bekleyen bir suçlu gibiydi. bir eli, diğer elinin avucunda dizlerinin üzerinde ovuşturuyordu.Üzerinde kahverengi hırka ,çiçekli bol bir etek ,ayaklarında yine kahverengi babet ayakkabı ,omuzunda asılı el yapımı eteğine uygun çiçekli bir kumaş çanta ,bankta tek başına oturuyordu ..

İyice yaklaştım ,en fazla on adım ötemdeydi .Kalbimin ritmi az sonra hayatında ilk kez yüksek bir uçurumdan atlayacak bambi jumping meraklısı gibi çarpıyordu .. bu uçurumun kenarında ne işim var diye düşündüm ,ama buraya kadar gelmiş ,kendimi o boşluğa bırakıp bu düşüşün nasıl bir zevk ya da korku verdiğini öğrenmek istiyordum .Yanına oturdum ,başı hala önündeydi. Onu hiç sesimi çıkartmadan on saniye kadar izledim , sonra daldığı o derin dalgınlıktan keskin bir nefes alıp başını yukarı kaldırıp bana doğru çevirdi ..

Yüzünü ilk defa gördüğüm ve bir daha asla unutmayacağım o insana " Merhaba " dedim ..


Bitti. :)

1 Nisan 2014 Salı

23



Telefonun ekrarında ,hayatımın yönünü değiştiren numara ısrarla çalıyor, ben ne yapacağımı bilmez bir halde ekrandaki numaraya kitlenmiş öylece bakıyordum .
Tam açmaya karar vermiştim ki arama kesildi ..Şaşırmış , adını bilmediğim bir duygu fırtınasının içinde savrulmaya başlamıştım.
Zihnimde ,cevaplanmayı bekleyen sorular bir bir canlanmaya başlamış,Sonra tüm düşüncelerim gelen mesaj sesiyle son bulmuştu .
Mesajı okumaya başladım.
"Üsküdar kız kulesinin tam karşısındaki banktayım ,Hava kararana kadar seni bekleyeceğim,Gelmezsen seni bir daha rahatsız etmem ,söz "

Tüm olanlara rağmen onu görme isteğini bastıramıyor,
Cevaplanması gereken soruların tek kaynağının o olduğunu çok iyi biliyordum .Tüm bunları neden düşünüyordum ki ? içimdeki merak duygusu heyecanımı çoktan tetiklemişti bile. Üzerimi giyindim ,ağabeyime beni caddeye kadar arabasıyla bırakmasını istedim Sonra Gebze Harem minibüsüne binip olacakların hayalini kurmaya başladım ..
İnsan sonunu ne olacağını bilmediği bir yol üzerinde hayaller kurar ,ama iyi ama kötü. Bu ablamın bir gün bana telefon açıp ,telaşlı ve korku dolu bir sesle ,Altan ağabeyimin ona telefon açtığını ,kimseye bir şey söylemeden Baltalimanındaki kemik hastanesine gitmem gerektiğini ,"Birine bir şey mi oldu ?"diye sorduğumda,sesinde ağlamaklı bir ifade" Bende bilmiyorum öğrendiğinde bana da haber ver" dediğini hatırlattı.O hastaneye giderken yaşadığım duyguyu tarif edemem .Eğer kalabalık bir aileye sahipseniz ve ömrünüz uzun olursa buna sevinmezsiniz ,belki şükür bile edemezsiniz.Çünkü kalabalık bir ailede uzun ömürlü olmak sevdiklerini kendi ellerinle toprağa indirmek demektir.Bunu yaşamış ve bu korkuyu çok iyi tanıyan biriydim.Altan ağabeyim haricinde diğer ailenin mensuplarını yolda giderken tek tek arayıp nabız yoklamaya ,kime ne olduğunu öğrenmeye çalıştım ..Telefonu açanlara hiç bir şey olmamış gibi önemsiz şeyler soruyor ,sağ olup olmadıklarını ya da bu olayla alakalı bir şeyler bilip bilmediklerini anlamaya çalışıyordum .Kime bir şey oldu diye korkulu bir süreçin içinden hızlı, endişeli ve dua ederek Baltalimanı hastanesine yol alıyordum ..Hiç bir şey öğrenememiştim. Bunu öğrenmenin ve korkularımla yüzleşmenin tek adresinin Altan ağabeyim olduğunu anlamıştım .Baltalimanı hastanesin az ilerisine arabayı park edip koşa koşa hastaneye girmiş .Hastanenin içinde biraz dolaştıktan sonra ağabeyimi bir sedyenin üstünde bacağı kırık bir vaziyette bulmuştum .. Ara sokaktan motosikletiyle giderken park ettiği yerden çıkmak isteyen bir araba, ağabeyimi fark etmeden birden yola çıkınca , süratini bile kesemeden arabaya çarpıp bacağını kırmış .Kimse panik yapmasın diye sadece benim gelmemi istemiş oysa ben ondan başka ailenin her ferdini tek tek ölmüş gibi düşünüp toprağa gömmüştüm bile .hepside acı vermişti ..
Ağabeyime "Neden bacağının kırıldığını söylemedin ki ,beni buraya gelene kadar korku içinde yaşattın " diye sitem etmiştim ..

Yaklaşık yarım saat süren bu yolculuk Harem son durakta bitmişti. Kız kulesine 2 dakikalık bir yürüme yolu vardı ama tam olarak iyileşmemiş bu bacakla bu pek mümkün değildi. Taksiye binmeliydim ama geçmiyordu ağır ağır yürümeye başladım Harem otoğarının önünden geçerken kız kulesi görünmüş bendeki heyecan ayağımdaki ağrıyı unutturmuştu...

Yeter

Sende beni sevecek , 
bana sadık kalacak , 
her gün bana yeniden aşık olacak göt var , 
ne de benim seni bekleyecek zamanım.
Gelmişini geçmişini siktiklerim, 
insanların duygularıyla oynamayın.

22



Kitap sayfaları arasında dolaştıktan sonra uzandığım yerde uyuya kalmışım.Evim Maltepe sahiline yakın olduğu için ,,bu aralar çok duyduğum ,çatılarımızı ziyaret eden martı seslerinin arasında, yeğenim Kübra'nın ,o tatlı ,o sevgi dolu "Tuğrul amca kahvaltı hazır " çığlıklarıyla uyandım. Olduğum yerden kalkmadan " geliyorum "diye bağırdım. Ama ısrarlı bağırışları hiç durmak bilmiyordu .Uzandığım yerden doğrulup kapıyı açtım .. "Tuğrul amca "diyerek üzerime atladı 

"Öjledin mi beni ?"diye ,her zaman ki gibi sordum
Çok öjledim ..
"Seviyomusun peki beni ?"
Çok seviyorummm diyerek boynuma sarıldı ..
Dört yaşında bukle bukle altın sarısı saçları, yemyeşil gözleri ,beyaz teni ve sevimli halleriyle kendini sevdirmekte çok başarılıydı .Bana çok düşkündü ve evime geldiğim zamanlar ya da kapıda arabamı gördüğü zamanlar soluğu benim kapımda alır " Tuğrul amca diye " soluksuz bağırıp ,kapıma o küçük elleriyle vurur .Ben kitap okurken ,internete girerken kucağımda oturur ,,telefonumdaki oyunlarla oynar , yüzümün tam olarak çıkmadığı yarım yamalak resimler çekerdi. onu sevip yanaklarını defalarca öptükten sonra , "Elimi yüzümü yıkayıp hemen geliyorum Küboş" diyerek evine yolladım ..Kapıyı kaparken Tuğrul amcam yüzünü yıkayıp gelicekmiş anne dediğini duydum ..Nasılda güzel cümleler kuruyor diye geçirdim içimden ..
Elimi yüzümü yıkayıp ağabeyimin dairesine geçtim .Güzel bir kahvaltıdan sonra ,Sırf ağabeyim ve yengem izliyor diye izledikleri diziye bir müddet bakıp çayımı yudumladım .Kübra şaklabanlıklarına devam ediyor salonun ortasında yeni öğrendiği taklayı atmaya çalışıyordu ..
"İnsan yeğenini bu kadar seviyorsa kim bilir kendi çocuğunu ne kadar sever "diye içimden geçirdim .Evlilik hep istediğim ama bir türlü nasip olmayan bir arzuydu .Aile kurmak ,çocuk seslerinin arasında kahvaltı yapmak .Ailece misafirliğe gitmek ,misafir ağırlamak .Bazen tartışmak ,küsmek ,ama yine aynı yastığa baş koyup hiç bir şey olmamış gibi bir bütün halinde hayata devam etmek .Beni anlayacak bir insana o kadar ihtiyacım var ki ...

Kahvaltıdan sonra evime geçtim..
Salonun o muhteşem mezarlık manzarası olan penceresini açıp balkona çıktım.Tam sigaramı yakmıştım ki .İçeride çalan telefonumun sesini duydum.seke seke yatak odasına geçip ,Israrla çalan telefonu dağılmış yorganın arasından aldım .Arayan numaraya baktım ..

Bu numara ?