1 Nisan 2014 Salı

23



Telefonun ekrarında ,hayatımın yönünü değiştiren numara ısrarla çalıyor, ben ne yapacağımı bilmez bir halde ekrandaki numaraya kitlenmiş öylece bakıyordum .
Tam açmaya karar vermiştim ki arama kesildi ..Şaşırmış , adını bilmediğim bir duygu fırtınasının içinde savrulmaya başlamıştım.
Zihnimde ,cevaplanmayı bekleyen sorular bir bir canlanmaya başlamış,Sonra tüm düşüncelerim gelen mesaj sesiyle son bulmuştu .
Mesajı okumaya başladım.
"Üsküdar kız kulesinin tam karşısındaki banktayım ,Hava kararana kadar seni bekleyeceğim,Gelmezsen seni bir daha rahatsız etmem ,söz "

Tüm olanlara rağmen onu görme isteğini bastıramıyor,
Cevaplanması gereken soruların tek kaynağının o olduğunu çok iyi biliyordum .Tüm bunları neden düşünüyordum ki ? içimdeki merak duygusu heyecanımı çoktan tetiklemişti bile. Üzerimi giyindim ,ağabeyime beni caddeye kadar arabasıyla bırakmasını istedim Sonra Gebze Harem minibüsüne binip olacakların hayalini kurmaya başladım ..
İnsan sonunu ne olacağını bilmediği bir yol üzerinde hayaller kurar ,ama iyi ama kötü. Bu ablamın bir gün bana telefon açıp ,telaşlı ve korku dolu bir sesle ,Altan ağabeyimin ona telefon açtığını ,kimseye bir şey söylemeden Baltalimanındaki kemik hastanesine gitmem gerektiğini ,"Birine bir şey mi oldu ?"diye sorduğumda,sesinde ağlamaklı bir ifade" Bende bilmiyorum öğrendiğinde bana da haber ver" dediğini hatırlattı.O hastaneye giderken yaşadığım duyguyu tarif edemem .Eğer kalabalık bir aileye sahipseniz ve ömrünüz uzun olursa buna sevinmezsiniz ,belki şükür bile edemezsiniz.Çünkü kalabalık bir ailede uzun ömürlü olmak sevdiklerini kendi ellerinle toprağa indirmek demektir.Bunu yaşamış ve bu korkuyu çok iyi tanıyan biriydim.Altan ağabeyim haricinde diğer ailenin mensuplarını yolda giderken tek tek arayıp nabız yoklamaya ,kime ne olduğunu öğrenmeye çalıştım ..Telefonu açanlara hiç bir şey olmamış gibi önemsiz şeyler soruyor ,sağ olup olmadıklarını ya da bu olayla alakalı bir şeyler bilip bilmediklerini anlamaya çalışıyordum .Kime bir şey oldu diye korkulu bir süreçin içinden hızlı, endişeli ve dua ederek Baltalimanı hastanesine yol alıyordum ..Hiç bir şey öğrenememiştim. Bunu öğrenmenin ve korkularımla yüzleşmenin tek adresinin Altan ağabeyim olduğunu anlamıştım .Baltalimanı hastanesin az ilerisine arabayı park edip koşa koşa hastaneye girmiş .Hastanenin içinde biraz dolaştıktan sonra ağabeyimi bir sedyenin üstünde bacağı kırık bir vaziyette bulmuştum .. Ara sokaktan motosikletiyle giderken park ettiği yerden çıkmak isteyen bir araba, ağabeyimi fark etmeden birden yola çıkınca , süratini bile kesemeden arabaya çarpıp bacağını kırmış .Kimse panik yapmasın diye sadece benim gelmemi istemiş oysa ben ondan başka ailenin her ferdini tek tek ölmüş gibi düşünüp toprağa gömmüştüm bile .hepside acı vermişti ..
Ağabeyime "Neden bacağının kırıldığını söylemedin ki ,beni buraya gelene kadar korku içinde yaşattın " diye sitem etmiştim ..

Yaklaşık yarım saat süren bu yolculuk Harem son durakta bitmişti. Kız kulesine 2 dakikalık bir yürüme yolu vardı ama tam olarak iyileşmemiş bu bacakla bu pek mümkün değildi. Taksiye binmeliydim ama geçmiyordu ağır ağır yürümeye başladım Harem otoğarının önünden geçerken kız kulesi görünmüş bendeki heyecan ayağımdaki ağrıyı unutturmuştu...

2 yorum:

  1. kız da senin ne durumda olduğunu bile bile daha da zahmet veriyor cehennemin dibine gideceğine yakınlarda bir yerlere gitseydin madem (okuyucu burada kendini olayın akışına hepten kaptırmıştır :D)

    YanıtlaSil