23 Temmuz 2014 Çarşamba

Pufff

Yazdigin film senaryosu üc yapimci tarafından reddedilince aldin çocuklara verdin maket uçaklar yapsin diye. Mutlu sonla biten senaryon olmamasına rağmen gittin hikayelerinde kirmizi baslikli kiza tecavüz ettirdin, pamuk prensesi bi çölde orospu yaptin, polyannayi genel evde calisan peçete tutan kiz yaptin. Yetmedi yedi cücelerden kamyon şoförü yaptin. Daha sonra kibritçi kizdan otostopçu , rapunzeli kuaforde calisan manikurcu kiz, fareli koyun kavalcisindan da bir hayalet yarattin... Ama gel gör ki.. Değişen masallar bi boka yaramadi... 

3 yorum:

  1. keşifte çok geç kalmışım!. yazarı bu diyarlardan çoktan çekip gitmiş belki, bağını bahçesini sayfasını viran bırakmış, dönüp arkasına da bakmıyor.. fakat bugün ıssız da olsa bir zamanlar burda hayat varmış.. belki boşluğa seslenmek gibi olacak ama izlerin hatrına bırakmalı bir iki kelâm..
    duyuyorsan;
    şurda iç dökümü iki satırdan sıkı yazdığın anlaşılıyor.. yazdıklarının peşini bırakma!. o yavşak yapımcıların hesapta beğenmeyip reddeder göründükleri nice eserden milyonlar uçurduklarını biliyorum!.

    pis bi iç burkulması yaşattı şu terkedilmişik!. duysan ve burayı yaşatsan?!!. ahan da sana günü gününe ziyaret ve okuma sözü!. belki diyeceklerim de olur?!.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için teşekür ederim . Ama insanın öyle canını yakıyorlar ki bi an bütün hayallerinin suya düştüğünü görünce 4 sene iletişim okuyup üzerine senaryo dersleri ile desteklediğime lanetler ediyorum. Fakat tekrar tekrar yazıyorum arşınlıyorum yine.

      Sil
    2. sevindim ses geldiğine!. umudum yoktu, bir dönüş beklemiyordum.. biri masal dediğinde dikkat kesilirim.. sayfalara bakınırken rastlaştık sayfanla.. bildiğim anladığım ilgilendiğim bir konu değilken, yine buralarda karşılaştığım, iyi de yazdığına inandığım birinin benzer şikâyeti, isyanı üzerine yapımcıların piyasada neler döndürdüğünü anlamaya yönelik okumalarım oldu.. insanları da, eserlerini de çıkarları doğrultusunda kullanmakta harcamakta beis görmeyen, ciddi bir etiksizlik hakimmiş piyasasına.. sosyal hayatın birçok alanında olduğu gibi, senaryo konusunda da intihâl normal görülen bir yol olmuş, sıradan bir cürüm hâlini almış..
      insanın ne şekilde olursa olsun canının yakılması elbet hoş bir şey değil, fakat ona, sonrası için çok şey de öğretir..
      düşe kalka öğreniriz hayatı, dönen dolapları, ilk bakışta içeriğine akıl erdiremediğimiz hadiseleri.. bi bilge, "kırılmak yaşamın sunduğu en derin gerçekliklerden biridir ve gerçeğin gözlerinin içine bakmaya zorlar adamı" diyor.. bi başkası, "atmacanın serçeye taarruzu ondaki uçma kaabiliyetini artırır"
      her şeye rağmen vazgeçmeyip yazıyor olmanız uğradığınız hayal kırıklığının bir küsme eylemine yol açıp vazgeçip kaçtığınızı değil, güçlenip mücadele için daha da kamçılandığınızı gösterir ve bu çok güzel bi şey..

      bir şey daha;
      bunca yaş ve tecrübeye dayanarak, inandığım ve sonucu hiç şaşmayan bir gerçek var ki;
      küçük ya da büyük hiçbir emek, çaba zayi olmuyor, aksine günü ve vakti geliyor ve mutlaka olması gereken yere getiriyor insanı..
      yazmaktan vazgeçmemeniz büyük ve önemli bir şey.. üstüne bir de alanını okumuş ve dersler almış da olmanız geleceğinize çok daha ümitle bakmanız için fazlasıyla yeterli..
      başarılar dileğimle;
      hoş kalın!.

      Sil